Yapabiliriz!

Son dönemlerde sporda da erkeklerin önüne geçmeyi başaran kadınlar…

Erkekliği, erkek olmayı fiziksel güç ve bedensel kabiliyet, dayanıklılık üzerinden tanımlama dönemi tarih oluyor sanırım. Kısmen devam etse bile görünülürlüğünü yitiriyor belki de bu tanım.

Erkeklik bu derece yüceltilince, pohpohlanınca dünya da ikiye bölündü. Erkekler ve kadınlar olarak bu bölünmenin getirisiyse erkeklerin alanları, meziyetleri, erkeklerin yapabilecekleri, geriye kalanıysa kadınlaraydı. Hoş, kadınlara çok şey kaldığı da söylenemezdi.

Siyaset, politika, iş dünyası, yönetim… Arta kalanlarında da kadınlar. Güç gerektirmeyen, ihtiyaç duyulmayan “kadının narin yapısına uygun” ne varsa cömertçe biz kadınlara bahşettiler.

Sanayi Devrimi sonrası dünya üzerinde değişen toplumsal yapının da etkisiyle sanki kadınları hayatın her alanında görmeye başladık. İlk zamanlar tek tük erkek alanı, erkek mesleği, erkeğin uğraşı diye adlandırılan, bedensel güç ve dayanıklılık da gerektiren konumlarda ağırlaşan yaşam etkisiyle kadınlara da rastlamak mümkün oldu.

Fiziksel dayanıklılığını kanıtlayan, rüştünü ispat eden kadınlar -ilk toplumlardan beri ağır tarım işçiliğinde de vardılar oysa ki- verdikleri var oluş savaşıyla da hayatın her alanında kendilerine yer açmaya başladılar.

Spor branşları da bunlardan birisi. Artık başarı gösteren, adları bilinen, umut bağlanan daha çok kadın sporcular var. Salt “kadın”lıkla özdeşen dallarda değil, ekstrem denebilecek, fazlaca kondüsyon ve fiziksel dayanıklılık gerektiren çeşitliliğinde de kadınlar vardır.

Zor şartlarda, halen erkek hükümranlığının sürdüğü bu kategorideki kadınları biraz yakından tanıyın istiyorum. Şimdilerde parmakla gösterilen fakat gelecek 10’lu yıllarda olağanlaşacak bir yandan da öncü kadınları…

Kadınları teniste, futbol, basketbol gibi topla oynanan oyunlarda jimnastik gibi daha kadınla özdeşleşen dallardan ziyade eskrim, halter, güre, ağırlık kaldırma gibi alanlarda da görmekteyiz. Müsabakalar da normalleşti.

Ekstrem sporlar kelime anlamı çok netlik taşımasa da aşırı güç, performans, eforla birlikte dikkat de gerektiren, hatta insan sınırlarını aşan olarak tanımlanabilir. Bu tanımı okuyunca herkes “erkek sporcuların işi” diyecektir basmakalıp halde.

Evet! Şimdilik erkeklerin daha yoğunlukta görüldüğü, kadınların da bazen 1 ya da 2 sporcu olarak varlık bulabildikleri, ilgilileri hariç çok kimsenin de bilmediği kara bir kutu.

Özel bir enerji içeceği firmasının düzenlediği, her yıl yapılan yarışmaları da var ekstrem sporların. Bu yarışmada adından söz ettiren 6 tane kadın var performansları dudak uçuklatır cinsten.

En Hızlı Uçan Kadın

Ellen Brennan 190 km/saat hızında dünyanın en hızlı uçan kadını, wingsuit yani kanatlı uçuş pilotu. Uçaktan atlayışıyla da 230 km/saat rekoruna sahip.

En Hızlı Elektrikli Araç Sürücüsü

Motosiklet, araba karışımı bir araçla 434.9 km/saat hızıyla İsveçli mühendis Eva Hakansson bu rekorun sahibi. “Rekor hızını geçtiğimde bir başka dünyaya ışınlandım sanki. Bu gerçekten çok çılgıncaydı.” Diye açıklamış rekor sonucunda duygularını.

En Hızlı Sörfçü

Asıl mesleği ortopedistlik olan bir başka kadın daha. 84 km/saat hızına ulaşabilmişi kendinden önce iki kadının ulaştığı 40 km/saat hızı rekorunu egale edebilmiş diğer kadın sporcu da Zara Davis.

7 Kez Motosikletiyle Rekor Kıran Kadın

Bonneville 200 MPH Club’e üye olan ender kadınlardan. Valirie Thomson, 354.53 km/saat hızına erişmiş, 7 kez de motosiklette rekor kırmış bir başka kadın sporcu.

Bir demecinde “Bu işe başladığımda kadın gibi davranmamaya özen gösteriyordum. Kendimi kanıtladıktan sonra ışıltılı taşlarla süslü bir kaskım var. İnanın sürdüğünüz motor asla cinsiyetinizle ilgilenmiyor.” Demiş. Thomson olayın özüne de bir gönderme yapmayı ihmal etmemiş doğrusu.

Dört Tekerlek Üzerindeki En Hızlı Kadın

F104 savaş uçağı ve araba karışımı bir araç hayal edin. Bunda da bir kadının düşünün. Jessi Combs’dan bahsediyorum. Bir ilgin. Nokta daha TV sunucusuymuş kendisi aynı zamanda. Hızı 632.39 km/saat. Düşünmesi bile ürküttü!

İki Tekerlek Üzerindeki En Hızlı Kadın

Becci Ellis kocasının 3 yıl boyunca 1300 cc’lik motoruyla deneme sürüşleri yaptıktan sonra 2014 yılında dünya rekoru kırmış bir kadın. Kaza geçirmese rekorunu da aşmayı istiyormuş. Şu an motorunu toplamışlar. 425 km/saat kendi rekorunu bakalım yine kendisi geçer mi?

Karada Rekor Hızına Sahip Kadın

1976 yılında 3 tekerlekli aracıyla 823.98 km/saat hızına ulaşmış bir kadın daha var: Kitty O’neal. SMI/Motivator 3 tekerlekli bir araçmış.

Sınır Tanımayan Koşucular

İngiliz koşucu Lizzy Hawker 100 km’yi 12 saat 58 dakikada tamamlamış maraton koşucusu bir kadın. Nepal’de kısmen engebeli, zor bir parkurda rekor kırmış. 2013 yılında National Geographic tarafından “Yılın Maceracısı” ödülüne layık görülmüş.

Türkiyeli kadınlar da mevcut oldukça göz dolduran, başarılarıyla adlarından söz ettiren. Yukarıda verdiğimiz örneklem içinde olanına rastlamadım şu ana kadar. Alanlarında en iyi olan birkaçı şöyle:

İlklerin Kadını Yasemin Adar

Türkiye tarihinde kendi dalında ilk altın madalyayı kazanmış kadın güreşçi Yasemin. 2016 yılında Letonya’da 3.kez Avrupa Şampiyonu unvanına da sahip. 2017’de Sırbistan’da başarılarını sürdürmeye devam etmiş.

Üst Üste Olimpiyatlardan Madalyayla Döndü

Nur Tatar Askari tekvandoda üst üste madalyalı kadın sporcularımızdan. 2012’de Londra Olimpiyatlatı’ndan gümüş, 2016 Rio Olimpiyatları’nda 3.lük almış.

19 Yaşında Dünya Şampiyonluğu

İlk kez katıldığı büyükler kategorisinde, 2017 yılında Güney Kore’den şampiyon dönen Zeliha Ağrıs da adından söz ettiren genç kadınlardan.

Engel Tanımadılar

Sümeyya Boyacı doğuştan iki kolu olmayan, milli takım paralimpik yüzücüsü. Dublin’de Avrupa Şampiyonu olmuş bir kadın daha.

Yine paralimpik halterci Nazmiye Muratlı da 2012 ve 2016 yıllarında Paralimpik Oyunları’ndan altın madalyayla dönen, gurur verici kadınlardan.

Kayıtlarına ulaşamadığım, gözden kaçırdığım, kayıt altına alınmayan kadınlarımız da mevcut, özürlerimle. Kişisel olarak aklıma gelen, alanlarında ilk olan ya da başarı gösteren iki kadına da değineyim. Tüpsüz dalışta Yasemin Dalkılıç. Teniste son dönemlerde adından çokça söz edilen Çağla Büyükakçay.

Ayrıca Türkiyeli bir kadın daha var ki o da özel övgüyü fazlasıyla hak ediyor sanırım. Günümüz kadın araba pilotlarının da öncüsü Samiye Cahid Morkaya. 1922 yılında ehliyet alan ilk Türkiyeli kadın ünvanının da sahibi kemençe üstadı, konservatuar hocası Morkaya. Kadın araba yarışçılarına giden yolun öncülerinden.

Fırsat eşitliği sağlanırsa kadınların nerelerde varlıklarından söz ettirebildiklerinden, önleri kesilmezse kendi kişisel yetenekleriyle kendilerini nasıl kanıtlayabileceklerinden seçkiler sunmaya çalıştım.

Gelecek çağda, gelecekteki 10’lu, 20’li yıllarda belki de şu an başarı diye andığımız şeyler absürd de kalabilecek. Çünkü hayatın içinde o kadar süregelen, hayatın parçası durumuna dönüşecek ki bu başarıların gelecekte “bu kadar büyütülmesi”ne anlam verilemeyecek.

Her ne kadar azınlıksalar da belki bazılarınca küçümseniyor olsalar da çığır açan öncü kadınlar gururumuzsunuz. Kadınların övünç kaynağı, ilham perilerisiniz. Irklarınıza, renklerinize bakmadan, her biriniz ayakta alkışlanıyorsunuz.

Bir özel gurur da yoklukta, zor şartlarda gelişme gösteren, tüm dezavantajlarını aşıp spor tarihine adlarını yazdıran, varlık bulmaya çalışan köylerde, kasabalarda futbolundan basketboluna, jimnastiğine, kayağına… Anadolu’nun genç kadınlarına sonsuz teşekkürlerimle…

Bir Cevap Yazın