Kabahatliyim

Bir anda blocklanan banka hesaplarım…

Bir sabah uyanıyorsunuz, bankada işlem yapacaksınız, hesabınıza e-haciz konmuş. Hesabınızda 92,30 mevcutken… Üstelik de neyden ötürü olduğunu öğrenmeniz saatlerinizi alıyor! Herhangi bir ihbar gibi durum da olmadığı için bi’habersiniz her şeyden…

Hızlıca geçirilen yasalardan birisi e-haciz ve de en hızlı işleyeni. Pardon, alt tabakaya, sıradan vatandaşa yani… Trilyonlarca borcunuz varsa tasa yok, aman üzmeyin kendinizi.

Olayımıza dönersek; 2010 yılında ben de her insan gibi yaşamak için çalışmak zorundaydım. Ama malumunuz ülke olunca trans bir kadın olarak seçenekleriniz çok da fazla olmuyor. Zorunlu seks işçiliği malumunuz dahilindedir. Korunaksız alanda, sokak ya da caddede çalışmak zorundasınızdır. Vatandaşı olduğunuz devlet sizin vatandaşlığınızı peşin vergilerde, karakollarda, harç ve türevi vergilerde ve bir de oy sandığında anımsar.

Senin eğitimden, sağlıktan, barınma ihtiyacından bi’haberken yaşamak için sokaklarda olmandan da rahatsızdır…

Trans kadınların önünü kesmek için set üstüne set örerler. Size sanki can pahasına o caddelere meraklıymışsınız gibi sık sık kovala-kaç oynatırlar. Yakalanırsınız ya da gafil avlanırsınız da karakol ve gözaltı yaşanır. Tutacak dayanakları olmadığı için ve de özellikle –bir dönemin uygulamasıydı- puan kazanma adına cezalar eserler. Bu kesilen cezaya da “Kabahatler Kanunu” adını vererek işin içinden sıyrılmaya çalışırlar.

Nefes almak, yaşamaya çalışmak, yaşamak için de en zor yolu seçmek ‘kabahat’tir. Çünkü ben sosyal bir devlette yaşıyorumdur ve keyfe keder o saatte sokakları mesken tutmuşumdur.

O caddede de gasp ve darp yaşadığımda saatlerce karakolda bekletilirken vatandaş, insan olduğum anımsanmaz!

Evet, o gün ölmediğim için kabahatliyim mesela. Şu an bunu yazabiliyor olduğum için de kabahatli olabilirim… İki ya da üç ceza makbuzu için üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen beni bulan devlet, beni icraya veren emniyet aynı özeni saldırganlarım için gösterdiniz mi?

Günlerce evde yaralı yatarken arayıp sordunuz mu, kiramı ya da zaruri harcamalarımı karşıladınız mı? Hadi hepsini geçtim de üzerine faiz işletirken 200-300 lirayı 789 TL olarak tahsil etmek vicdanlarınızı sızlatmadı mı?

‘Bu devletin ekmeğini yiyorsam’ peşin vergilerimle caddede dökülen kanımla, sahipsizliğimle ödüyorum. Elimden alınan eğitim hakkımla, çalınan yıllarımla ödüyorum, kırılan onurumla ödüyorum…

Evet, ben kabahatliyim! Yaşar olduğum, hayata tutunduğum, kendi zor koşullarımla kendime bir gömlek biçtiğim için, kalıplarınızı tanımadığım için suçluyum…

En çok da fakir olduğum için kabahatliyim! Bol sıfırlı vergi borcu takmadığım, banka batırmadığım, çerez parası bile olmayacak rakamlarla sizleri meşgul ettiğim için çokça kabahatliyim!

Kabahatin büyüğü de benim be kardeşim…

Bir Cevap Yazın