YASAK AMA NEYE

Yasak kelimesi, kendi içerisinde de bir anlam bütünlüğü, bir gerekçe taşımalı. Muhatapları hoşnut olmasalar bile; düz mantıkla, basit düşünce sistemi ile, “neden”, “niye” sorularıyla, akla uygun “sebep” bulabilmeliler.
**Yazıda yer alan fotoğraflar için Eray Mehmed’e teşekkür ederiz.
Sebep-sonuç silsilesinde tutarlılık barındırmalı, yol ve yöntemleri sorgulamaya açık olsa bile; izahı olmalı, herkesçe anlaşılabilir da olmalıdır…
Mesela; içinde olduğumuz süreçten ötürü, sokakta, toplu taşımda maske takma zorunluluğu. Çoğumuzun hoşuna gitmeyen gerek cezai yaptırımından kaçınmak, belki halk sağlığını koruma adına sorumluluk duygusu veya da kendimizi bulaşıdan korunma sebebi… Ne olursa olsun; uyduğumuz yasaklardandır…
Mantıkla açıklanabilecek, gerekçeleri barındırır temelde. Uygulanırken hatalar yapılmadı mı, kişi/lere özel ayrıcalıklar yok muydu, evet vardı… Keyfi olarak, gücünün kullanarak, çıkarları için ihlal eden olmadı mı? Başta yöneticiler, iktidar partisi olmak üzere; kez be kez kendilerince delindi tabidir ki… Toplu açılışlar, kongreler, cenazeler… Tüm bunlara rağmen, yasağın anlamı, hepimizce anlaşılır…
UCUNU YAKALAYAMAZ OLDUK…
Özellikle de 29 Nisan akşamından sonra hayatımıza giren, yarısını doldurduğumuz “tam kapanma” süreci; hayatlarımızı toptan değiştirdi, değiştirmek içinde kullanılacak gibi de duruyor…
Başladığı andan itibaren keyfi dayatmalara; yasal dayanağı olmayan genelgelerle özde özel hayata müdahale; bunun yanında bir kesimin ekmeği ile de oynayan; “içki satışı” yasağı… Gerekçesi diye sunulanların ise; akılla bağdaşmaz yanı…
Tam bunu sorgular, itirazlarımızı yüksek perdeden dile getiriyorken; daha da abes yasaklar zincirlemesi baş gösterdi…
7 Mayıs itibarı ile; deyim yerinde ise, iğneden ipliğe her şey market, marketler zincirlerinde “yasağa tabii” oldu… Artık marketlerin yarısı, reyonları suç mahalli gibi bantlarla çevrili; çevrilmeyenlerinin de önünde uyarı levhaları, ıvır zıvır, bir tek hendek kazmadıkları kaldı…

Evet, 21. yy’den market manzaraları… Sadece gıda, fırın gibi temel ihtiyaç maddeleri satılan yerlerin açık kalmasına izin veriliyorken; kırtasiye, pil, mum, ampul, zücaciye, oje, ruj gibi kozmetik ürünleri yasak…
İhtiyaçları; benim önceliklerimi, kim, niye ve ne sebeple belirlemekte? Kendime bir çorap alamayacağım, tut ki terliğim yırtıldı; yasak… Ojemi sileceğim, aseton var; evde pamuk bitmiş… Alamam, yasakkk! Bayram sonrasını, her yerin açılmasını bekleyeceğim…
A, pardon! Sanaldan her şeyi sipariş edebiliyorum… Üstelik de alamadığım marketlerin, online satışlarından… Buradaki, mantık ne? Amaç ne? Reyonlarla haşır neşir olursam ve virüs kaparsam diye; beni mi koruyorsunuz, yoksa kargocuların, paket teslimlilerinin canının kıymeti mi yok? Hangisi?

N’olur ama n’olur, kadın hijyen ürünlerinin yasağını anlatın bize? Gerekçelerini sıralayın… Öyle basit ve sade anlatın ki; eğitimlimiz eğitimsizimiz, kentlimiz köylümüz, yeni âdet olanından menopoza girmeye başlayan tüm kadınların anlayacağı şekilde net anlatın… Tek seferde anlayamayabiliriz; üst üste ve defalarca anlatın… 1000 sefer de anlatsanız, pedlerin neden yasaklandığını; izah e de me ye cek si niz…
Hani biz kadınların aklı basmıyordur, erkek mantığını, neden yaptığını anlamaya kapasitemiz yetmiyordur; n’olur yeniden anlatın… Sizler ayıp buluyorsunuz diye; kadınlar adette mi olmasınlar?
Çoğu erkek olan kuryelerin, pedleri taşımasında sorun yok ama… Gerçi; yüz tane poşete sarıp yolluyorsunuz… Satıldığı dönemlerde de reyonlarda “lütfen siyah poşet alınız” uyarlarınızı da unutmadık… Ped, temel ihtiyaçtır ve ücretsiz ulaşılmalıdır! Kızlar rahat olun; henüz KHK ile âdet olmak yasaklanmadı…
YASAK HANGİSİNE?
Pes artık dedirttiğinizi, tüm toplumu da ilgilendireni; en sona bıraktım. Yetişkin, sağlıklı her bireye korunmak mı, yoksa sevişmek mi yasak?
Tam istediğiniz nedir? Kimse sevişmesin mi, doğum kontrolü yapmasın mı? Doğurganlığı kutsuyorsanız; bilin isteriz ki halkın çoğu, yoksulluk sınırının az altında/üstünde yaşıyor… Hâl böyleyken; yoksulluğu mu çoğaltma amacı güdüyorsunuz…
Şu kadar zorluğun içinde, insanların elinde kalan ender şeylerden birisi de cinsel hayatları; bunu da elimizden almasanız mı?
Yediğimizden içtiğimize, giydiğimizden yatak odalarımıza, kimi sevdiğimizden kiminle sevişeceğimize; özelimize bunca karışmasanız… Biraz birbirimize saygımız olsa, biraz da nefes alanları bırakılsa… Çok şey mi istiyoruz?
Dip not; prezervatif eczanelerde satılıyor. Elbette, utanmadan isteyip, alabilecek olanlara idi uyarım… Kaç kişi ise, onlar da? Olması gereken; bununda her yerden ücretsiz temin edilebilmesi, cinsel sağlığın da korunması adına…
