VE MARATON BAŞLADI

Hepimizin pür dikkat kitlendiği, yürek ağızda geri saydığı genel seçimler ve dolayısıyla Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası iyice önem de kazanan Cumhurbaşkanlığı seçimine; 1 sene kaldı… Zamanında yapılırsa yahut.
İçinde olduğumuz hafta, somut gelişmeler de getirdi. Gayri resmi olarak bildiğimiz adaylar, “Ben adayım” diye; deklere etmiş de oldular.
Cumhur İttifakı adına; AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) Genel Başkanı/Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığını açıklaması ve Millet İttifakı içindeki partilerden de olan CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu da ringe çekme çalışmasıyla; kendisinin de “Ben de adayım” ifadesi; yarışı iyice belirginleştirdi.
Tartışmalı Adaylık
CHP adına mı, yoksa içinde olduğu 6’lı masanın ortak adayı mı net bilinmese de Kılıçdaroğlu “Yasal olarak ben de adayım Erdoğan” göndermesiyle; bir başka konuyu yeniden tartışmaya da açtı.
Yasaya göre cumhurbaşkanı şu an ikinci dönemini yaşıyor, yasalarda; “Bir kişi ancak iki kez aday olabilir” ibaresi mevcut.
İktidar partisi ve ona yakın hukukçular “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi”ne geçilince; yeni bir sürecin başladığı ve dolayısıyla ikinci kez aday olabileceği görüşünde.
Erdoğan’ın adaylığına yoğun itiraz gelirse -ki muhalefet yeni bir mağduriyet kozu vermemekiçin, itiraz etmeyecek gibi görünmekte-, bu konuya son noktayı; YSK (Yüksek Seçim Kurulu) koyacak.
YSK’nın nasıl bir kara vereceğini tahmin etmek de zor olmasa gerek… Son seçimde mühürsüz oyları kabul ettiği, hem de son dakika kabul ettiği de gerçekliğiyle…
Aday Konusunda Muhalefet Yekpare Mi?
Bunu söylemek, şu an oldukça zor. Belki tek gerçek; her ittifak, ittifak içindeki kimi partilerin; adaylarını/genel başkanlarını aday göstereceği. Seçim ikinci tura kalırsa- kalacağı su götürmez-; muhalefetin adayına oy verecekleri.
Bugün okuduğum bir habere göre, muhalefet bloğunda, üçü resmileşen (Memleket, Zafer ve Ana Vatan Partisi); yeni bir ittifakının da yakında resmi açıklamayı yapacağı. Oranın da aday olarak; Memleket Partisi’nden Muharrem İnce’yi, göstereceği yönünde. (Hayri Demir)
YSK; 2023 yılında, 27 partinin seçime girmeye (2022 Mayıs ) hak kazandığını saptamış. Bu gerçeklikten de bakarak; yeni ittifakları duymaya da hazır olmalıyız.
Öte yandan, aday bolluğuna da şahit olacağımız seçime de dönüşmekte; hele de bir yıl gibi uzunca bir süre de varken…
Çok Da Hayalci Olmayalım…
Biraz dost acı söylerveya da şeytanın avukatlığına soyunarak; seçim biter bitmez -tabii ki baskın olarak muhalefet kazanırsa-; kısa vadede hızlı bir düzelme, sihirli değnek beklentisi içine giremeyeceğimiz…
Ekonomik -ortak paydamız- tablo üzerinden giderek, asansöre benzetirsem; asansör “eksi” bilem kaçlarda olacak…
Belki seneye kadar üç haneli enflasyon rakamlarını (TÜİK açıklayabilirse) göreceğimiz, uçan kuşa borcu da olan bir devleti; kasayı da devralacaklar…
Düzeltemedikleri ekonomik dengeleri, istihdam ve üretim sağlayamadıkça; sürekli borçlanmaya giden (dün gece örneği), hani alış veriş, harcama yapmazsanız -gücümüz var mı ki- ; enflasyonu çözeriz noktasına getiren iktidarın arkasında bıraktıklarını; birden düze çıkarmak kolay olmayacaktır; hayale lüzum yok…
Lastik gibi uzattıkları anayasayı, kefesi kaymış yargıyı, adaleti yeniden işler hale getirebilirsek; kısmen bir rahatlama başlayacaktır…
Fiyatlar belki aşağı düşmez; ama şimdi bir liraya aldığımızı, üç yahut altı ay sonra da bir liraya; olamasa da kestirilebilir oranlarda alacağımızı bilmek; hepimize biraz nefes aldıracaktır… Bunun için de üst satırda yazdıklarım; olmazsa olmaz doğrular, mecburiyettir!!!
Başlayan maraton; çoğunluğun, emekçinin, canından bezen garibanın yüzünü güldürsün dileğimle. Artık biraz gülelim, azıcık nefes alıp; mutluymuş gibi de yaşayalım… Kaç günlük ömrümüz kaldıysa…