TUZLUKLARIN ŞAHLANIŞI

Kibir ile var olmak, olduğu yeri yadırgamak, dahası hasetlikten çatlamak, hele bir de şişkin erkeklikle dolu olunca; değmeyin seyrine… Her yerlerinden nobranlık akıyor.
Öyle şişik ki egoları; olduğu yeri kaplamak, ışığı üstünde toplamak için yapmayacakları yok. Oturmamış kişilikte nezaket, alışmamış don misali bir yerden patlak veriyor. Zemin kaba olunca, yüz kat da yaldızlasan; bir yerden sırıtıyor kibir dağı, maço erkeklik, olmamışlık tel tel dökülüyor illaki…
BEN TUZLUK MUYUM?
Ağır abiler; oldukları ortamı kaplamak, ilgiyi üzerlerinde toplamak, dahası bütün enerji emmekle meşhurdurlar. Hele ki odaktaki bir kadın ise… Vay anam vay!
Geçtiğimiz hafta yapılan Altın Portakal Ödülleri’nde, yine bir erkek kenarda durmayı hazmedemedi. Tabii kolay değil; er adam, kadın kısmının arkasında bekler mi hiç? Üstelik de kadının ışığı, beyzadeden fazla parlıyorken.
Bu sene 58.’si düzenlenen yarışmada, “Zuhal” filmindeki rolü ile Nihal Yalçın “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü almaya hak kazandı. Gel gör ki, oyuncunun talihsizliği, ödülü verecek kişinin terbiyesizliği sayesinde güme gitti.
Yalçın’ın, sahnede ödül konuşmasını yaparken, arkada duran kişinin garip mimikleri, sık sık saatine bakması zati olayı yeterince izah ediyor ve sabote ediyorken, tam da konuşmanın ortasında “kafaya vurur gibi”; ödülü uzatması, bardağı taşıran son damla oldu…
Neymiş efendim, “konuşma ödülle yapılırmış”, kimsenin “o kişiyi”, o kadar bekletmeye hakkı yokmuş… Sanırsın, saatlerce sahnede ayakta bekletildi. Altı üstü 3,5 dakikalık bir konuşmaya tahammül gösteremedi… Üstelik de 1 dakikasını kendi çalmışken.
EL Mİ YAMAN, BEY Mİ YAMAN?
Yapılan terbiyesizliğe, bir kadının göz önünde olmasına hoşgörü gösterilmeyişine; pek tabiidir ki kamuoyundan da tepkiler geldi. Kadın siyasiler Canan Kaftancıoğlu ve Pervin Buldan’da, Yalçın’a destek sunanlar arasındaydılar.
Bu da erkek tarafını iyice çileden çıkardı… Ertesi günü nasıl etti bilinmez; o kanal senin, bu program benim, dilinde nefret bohçacı gibi dolaştı da dolaştı.
Herkes her fikri savunabilir, lideri beğenebilir, kendisi nasıl ki milliyetçi olduğunu söylemekten çekinmiyor ise, Nihal Yalçın’da HDP’ye ilgi duyduğunu söylemekte, desteğini sunmakta özgürdür… Kaldı ki, söz konusu olan TBMM’ in 3. Partisi ve bu ülkenin anayasasına göre ve parti kuruluş ilkeleri ile kurulmuş da bir partidir; bahse konu olan parti…
‘Beyefendi’, kendi fikirlerini, savunusunu yaparken sorun yok, karşı taraf dile getirdiğinde “terörist”, şudur da budur da… Vatan, millet, Sakarya ile edepsizliğini aklamak; kadını nefret arenasının ortasına atmakta da beis görmemekte…
Olay gecesine dair, belki de noktayı koyan tepkilerden birisinin sahibi, oyucu Ahmet Mümtaz Taylan. Attığı twetle: “Her başarılı kadının arkasında, vızıldayan bir erkek vardır”, şeklinde olayı özetlemiş…
Yine oyuncu Ceren Moray, İnstagram sayfasından: “Sanatsal hiçbir başarısının olmamasının yanı sıra, ‘merhaba’ dediği anda; hıyarlığı ve vasatlığını sahiplenmek yerine, onu örtmek için en primitif reflekslerle ‘ama o terörö’ milliyetçiliği kasıp, magazin magazin dolaşarak bir kadının başını belaya soktuğundan emin olana kadar rahatlamayacak insanlar olduğunu anladığımız tiplere, ülkedeki en önemli sinema ödüllerinden birinde ödül verdirmek, bu tipleri itinayla var etmeye çalışmak da sadece bu toprakların işi. Her şey muazzam bir şekilde bu kadar mı yanlış olur, bu kadar olur” ifadeleriyle duruşunu belli etmiş💜
Sevgili Nihal, senin de söylediğin gibi; gece senin gecendi. O zatın, gecene ve başarına gölge düşürmesine izin veremezdik. Ne de senden rol çalmasına, gönlüm razı da gelmezdi.
Enerji vampiri, nefreti ile gezedursun. Kadınlar susmadılar, susmayacaklar! Kadınlar vardır, kadınlar her yerde! Zoruna giden tuzluklar da gözyaşı ile yastık çürütsünler, ödülünün gölgesinde serinlesinler…
