SİVİL İTAATSİZLİK

Gün yine yeni olaylara gebe, sonu nereye varır kestirmek de güç? Son zamanların kabusu; hanesinden esnafına, kobisinden holdinglerine kadar, elektrik faturalarıyla yatıyor, ne yaparız, gelecek ay ki fatura ne kadara çıkar, kimilerimiz de hangi bankadan krediyle öderiz… hesap kitap peşindeyiz. Arkamızda elimiz çıktı hani neredeyse; geçtiğimiz her noktada elektrik düğmelerini kapatmaktan, evlerimize zorunlu romantizm havası çöktü; loş ışıkta oturur da olduk…
Pek tabidir ki iş sadece aydınlatma, ışıma olayı da değil. Isınma için kullanmaya mecbur olanı (ben de dahil), işletmelerde soğutma için kullananı… özcesi; her şeyimiz elektriğe bağlı, her şeyin başı elektrik…
Masamıza konan ekmekten, musluktan akan suya kadar; akla gelecek her şeyi belirleyenlerden de elektrik, benzin, gaz hepsi sac ayağı sonuçta da…
Tepkiler Had Safhada
11 Şubat gecesi, Kemal Kılıçdaroğlu yine mutfağından çektiği bir video ile gündemimizin baş köşesine oturdu. Günlerdir sokakları inleten elektrik protestoları gibi; kendisinin de tepkileri en sert tondaydı.
2 şey söyledi CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkanı; öncelikle yaz aylarına kadar, faturalar üzerindeki KDV yükünün %1’e (50 küsur liralık bir rahatlama sağlayacak) düşürülmesi gerektiğini belirtti.
En önemli ve 2.’si ise, 31 Aralık 2021 tarihinde gelen zamların geri çekilmesi gerektiğini; çekilene kadar da bireysel olarak, fatura ödemeyeceğini beyan etti.
Kimse böyle bir çıkış beklemediği için; tabiri caizse yine hepimizi gafil avladı; şaşkınlık dalgası, destek, tepkiler anında gündemin ortasına da düştü… Saatler gece yarısına doğru ilerliyorken, yürekler yine ağızdaydı da.
Evet, Kemal Bey son zamanlarda beklenmedik çıkışlar yapmaktaydı ve fakat yinede sivil itaatsizliğe başvuracağı; başta partisine oy verenler olmak üzere, dertten muzdarip halkın da destekleyeceğini bildiği halde, bu açıklamasının etkilerini de göz ardı etmediğine de eminiz…
Gelen Tepkiler Nasıldı?
Açıklamayı duyar duymaz; öncelikle kişisel merakımla Twitter üzerinden anket açma kararı aldım, beraberinde de yazıya dönüştürme fikri oluştu.
“KILIÇDAROĞLU’nun, ‘zamlar geri alınana kadar, faturamı ödemiyorum’ itaatsizliğine, katılacak mısınız” şeklinde sordum anketimde.
“Evet”, “Hayır” ve “Çare olarak görmüyorum” seçeneklerini sundum takipçilerime. Hem anketin sonucunu hem de gelen yorumların genel çerçevesini paylaşıyorum.
Kısa süreliydi anketim. Anın etkisini ölçme amaçlıydı; toplamda 45 kişi oylamış. %60 oranında; desteklerim “Evet” sonucuna ulaştım.
Zati bu benim de beklediğim bir yoğunluktu, destekleneceğini düşünüyordum. Beklentim 10-15 puan daha fazlasıydı, belirtmiş de olayım. Yine de azımsanacak bir destekçi bulduğu söylenemez.
%14; “Hayır” diye oylamış. Burada; kişiye karşı mıydı tepki, yoksa güvensizlik duygusu mu öndeydi, net bir cevap alamadığım notumu da düşeyim. Acaba, başka bir şahıs ağzından çıksa, yine de hayır derler miydi?
“Çözüm olarak görmüyorum” fikrini savunanların oranı da %26’ydı. Bunu belki; şahsa güvensizlik, tutumun muğlaklığı (bir yorumda; havada kaldığı vurgulandı), dahası fikrin nereye gideceğine dair kaygılar hatta ve hatta; faturayı yatırmadığında doğacak zararların nasıl giderileceğini bilmemek (ki bu da yorumlarda vardı), beri yandan devletçi geleneğe sahip bir parti başkanının; bu anarşist tavırda direnemeyeceğine dair kaygılar da yatıyor olabilir kuşkusuz.
İlk andan itibaren heyecanlanmakla beraber; evet, ben de tutumun muğlaklığına dem vurdum. Sonuçta; bu adımı atan, dillendiren kişi, ben, manav yahut isimsiz herhangi kimse değil…
Konuya daha fazla netlik kazandırmak da zorunda. En azından, anketimden yola çıkarsak; 30 küsur kişinin yaşayabileceği mağduriyet durum durumunda; kendilerine hukuksal veyahut herhangi destek sunulacak mı?
“Ödemeyelim” demek iyi hoş; icralar, elektrik kesilmeleri ve/ya abonelik iptalleri durumuna, nasıl çözümler getirilir, halkın yanında durul(u)acak mı?
Tutun ki hükümet ve elektrik dağıtım şirketleri; inatlaşmaya, süreci uzatma tavrına geçerlerse, değinmeye çalıştığım ihtimaller hepimizce de malum…
Sokak ve Diğer Partilerin Tavrı Nasıl?
Yazılan çizilen, sosyal medyaya düşen haberler, yorumlar yukarıda verilerini paylaştığım anketimle örtüşmekte.
Özellikle sol/sosyalist cenah, emekçiler, parti ve kurumlar, bu görüşteki yazar, gazeteci, düşünsel camiada da destek ve benimsenme oranı yüksek görünüyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Halk Evleri, beraberinde bazı meslek odaları, çevreci platformlar ve direniş grupları şu an aklıma gelenlerin önceliklileriydi.
Beklendiği gibi Cumhur İttifakı ilk andan itibaren karşı duruş, itibarsızlaştırma, lekeleme çabalarını da eksik etmediler haliyle…
Devlet Bahçeli tarafından “kandil göndermek” mi dersiniz, MHP’li (Milliyetçi Hareket Partisi) bir vekil tarafından; Kılıçdaroğlu’na “faturanı ben öderim” göndermeli sataşmalar mı dersiniz?
Henüz süreç yeni; bakalım artısıyla eksisiyle, neler duyup okuyacağız itaatsizliğe karşı. Bildiğimiz gerçek; daha çok da su kaldıracağı…
Gece saatlerinde okuduğum bir habere göre; ülke genelindeki elektrik dağıtım yapan 21 şirketin, patron ve müdürlerinin 11 Şubat (bugün) tarihinde, Ankara’da toplantıya çağırıldığı.
Geçen gün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın dilegetirdiği “yeni düzenleme” için mi yoksa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı hamleye yönelik bertaraf etme çabası mı, akşam saatlerinde neticelenmiş de olur.
Şahsi kanaatim de KDV ve vergi oranlarından arındırılacak faturalandırma sunacakları. İlk günden zamları geri çekeceklerini düşünmek hayal olur ve fakat; burası artık, olmazların olduğu da bir ülke…
Başta dillendireninin ne derece arkasında duracağı, destekçilerinin ne ölçüde yanlarında olacağı, dahası bizlerin bu tarz bir itaatsizlikte ne tarz zararlar görebileceğiz, bunu tolore edecek ölçüde güçlü olacak mıyız, sonucunda zamlar geri alınır mı, yoksa kez be kez olduğu gibi hangilerimiz, kimler tarafından “terörist” ilan edilecek?
Vursun davullar, çalsın zurnalar nur topu gibi sivil itaatsizliğimiz varbizim. Halay başı Kemal Kılıçdaroğlu, nam-ı diğer; ‘Halkın Demokrat Amcası…’
