ÖZLENMEYECEKSİN 2020

Yürekler ağızda; her saniyesi, anı olaylı, hani neredeyse kimse ya da dokunmadığı toprak parçası kalmayan, ‘kısmen adil’ bir sene yaşadık… ‘’Bitmek bilmeyen yıl yapmışlar’’ denir ya, işte öyle bir seneyi uğurlamanın da eşiğindeyiz…
Finaline gelmişken, hoş çoğumuzun hafızasında uzun yıllar yer edeceği kesin de olsa; dünya ve de ülkemiz için iz düşümleriyle, anımsamaya ne dersiniz?
AFETLER YILI
Ülke olarak; Richter ölçeğine göre 4.9 şiddetinde İstanbul Silivri açıklarındaki depremle “merhaba” demiştik yeni yıla, tarihler henüz 11 Ocak’tı… Bunun şaşkınlığı süregelirken, 24 Ocak’ta bir başka noktada yüreklerimiz kavrulmuştu, 41 kişiyi yitirdiğimiz Elazığ/Sivrice Depremi. Artçılarıyla, öncülleriyle yıl boyu Elazığlıların ensesinden hiç eksik olmadı deprem…
Aylardan Şubat’tı, iki gün üst üste düşen çığı konuşacaktık acıyla. İhmaller sonucunda, kurtarmaya giden ekipleri de yitirdiğimiz; 4-5 Şubat, 41 kişinin yaşamına mal’olan Van’daki çığ düşmesiyle perçinleşti…
Türkiye-İran sınır bölgesinde, 23 Şubat tarihli 5.8’lik deprem, Van’da 10 kişinin, İran tarafında ise 75 kişinin ölümüyle sonuçlandı… Şubat, boyundan büyük acılarıyla, 2020’de yerini böyle almıştı. Doğal afetlerden deprem, tüm yıkıcılğıyla Ekim ayında da kendini anımsattı. Yeni adresi, Seferihisar’dı. Kuşadası merkezli deprem, İzmir’de 117 canın yitimine, Seferihisar’da birçok evin oturulamaz hale gelmesiyle birlikte, aç gözlü insanoğlunun gerçeğini göz önüne sermekte; afete rağmen, rant peşinde koşan ev sahipleriyle de anımsanacak acıdır ki…
KÜL OLAN AKCİĞERLER…
Yeni Zellanda’da 2019 yılında başlayan, kuraklıkla 2020’ye de devreden önlenemeyen yangınlar, habitatın genelini derinden etkiledi… Yurtsuz kalan hayvanlar, yerleşim yerlerine dayanan yangınlar, dudak uçuklatan cinsten kül olan ormanlık alanlar…
Hatay, Belen’de başlayıp, diğer ilçelere sıçramasıyla, ‘kontrol altına alınmasının zorluğu’ sonucu ülkemizin akciğerlerinden de 400 hektarın yok olmasına yol açtı.
SİYASETDE DİZAYN…
“Bakın burası çok önemli…”pelesengiyle tanığıımız, eski Maliye Bakanı, AKP Genel Başkanı ve Cumhur’un başının damadı Berat Albayrak, sosyal medya platformu Instagram üzerinden istifa ettiğini duyurdu… 36 saati bulan belirsizliğe rağmen, boş kalan koltuğun kerameti midir bilinmez döviz piyasalarında düşüşle karşılandı… Cumhurbaşkanı, eski bakanın “görevden affını” onaylayınca; merkez medya üzerinden,”bizler de öğrenmiş olduk…”
İstifa etme kapısı, İçişleri Bakanı tarafından açılmıştı. Korona virüsü etkisiyle, alınan ilk ‘sokağa çıkma yasakları’ndaki yanlış tutumuyla, kamoyunca yoğun eliştiriler sonrasında, Süleyman Soylu Twitter üzerinden istifa ederken; “görevden affı” kabul görmemişti…
Ve öğrendik ki; Amerika Trump’a da kalmıyormuş… 3 Kasım 2020, Amerika’nın da kaderini değiştiren tarih oldu. Görevde olduğu süre boyunca, başta kadınlar olmak üzere tüm dezavantajlılarca günlerce protesto edilen, görev süresinde George Floyd’un ölümüne kadar uzanan, siyahilere yönelik ırçkılığın tavan yaptığı başkanlığı son buldu…
İlk açık kimlikli trans kadın senatör de dahil, kadınların ve azınlık halklarından kadınların da seçimine ön açan Joe Biden, henüz resmen görevine başlamasa da dünya siyasetinde, eksen kaymaları ve de “ince ayar çalışmaları” başlamış oldu… Seçim sürecinde olduğu gibi; bir gözümüz ve kulağımız artık Biden’da…
SAVAŞLAR, YIKIMLAR, PATLAMALAR…
Deyim yerindeyse “ateş çemberiydi” dört yanımız ve de dünya geneli. Sınırımızda ‘durulmayan sular’ etkisiyle, bahara 1 Mart’ta “Bahar Kalkanı Harekâtı”yla başladık.
Temmuz sıcakları daha da sıcak geldi… Kaçıncı vukuatları olduğunu sayamadığımız havai fişek fabrikasında, bir patlama daha yaşandı; Sakarya/Hendek’te. Bilanço 114 yaralı, 6 kişinin de yitirilmesi….
Yönetenlerin başını da yiyen, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, Beyrut Limanı’ndaki bir gemideki “amonyum niktrat” patlaması sonucu ilk bilgilerde 135 yaşamın son bulduğu ve 5000 yaralı bilgisi verilmişti… Patlamalar 10 km uzaktan duyulurken, yoğun duman ve sis bulutu ise; nükleer bomba/felaket diye adlandırılmıştı ilk anlarda…
KADINLAR KADINLAR KADINLAR…
Ne bizle yaşayabildiler, ne de toptan imhâ edip kurtulabildiler… Payımıza her gün ölmek düştü… Kimi günlerde ikişer üçer öldük, öldük öldük… Bizler ölmekten, öldürülmekten, daha acısı cellatlarımızın cezasızlığından kez be kez yeniden yorulduk ise de erk’ekler kana , gözyaşına doyamadılar…
Haberi hazırlarken, mola aldım. Mola aldım da niye sosyal medyaya baktım ki?! 3 kadın, üç kadın cinayeti… Aylin, Selda, Vesile… Adlarını, hikayelerini, acılarını unutacağız… İstediğimizden değil, belki gün içinde, olmadı yarına, daha da olmadı ertesi gün/ler/de yeni isimleri duymak zorunda bırakılacağız…
Cinayetin toplamı 256! 2020 yılında, eski/eş, sevgili, baba, oğul, patron, konukomşu ama ille de tanıdık erkeklerce katledilen 256 kadın… Merakım, bugün daha 31 Aralık, senenin bitmesine 10 saat var neredeyse; 256 kayıpla yılı kapatabilecek miyiz?..
Makamındaki isim kalabalığından olsa gerek; Kadın, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, akademisyen Aylin Sözeri cinayetinin takipçisi olacağını belirtmiş, oysa aynı gün 3 kadın öldürüldü… Yıl genelinde ise 256! Elbette Aylin Sözeri için takipçi olunuz, olunuz da kadın cinayetlerine de gözlerinizi kapatmayınız… Slogananı pek sevmezsiniz biliriz de yine de söylemekten geri kalmayacağız: “Kadın Cinayetleri Politiktir!”
AH KORONA VAH KORONA…
Ülkemizde ilk ölümle resmi kayıtlara 11 Mart’ta girse de 2020 yılının, Covid–19/ Korona virüsü adıyla anılacağı kesin… 29 Aralık, Sağlık Bakanlığı resmi verilerine göre 2.178.580 vaka, 20.388 toplam ölüm, 2.058.457 iyileşen sayısıymış.
DSÖ/WHO kaynağındaki rakamlar da şöyle: 1.786.067 kişiyi korona kaynaklı yitirmişiz… İlan edilen; “dünya pandemi süreci” içerisinde, tam kontrol sağlanana kadar, oranların nereye evrileceği henüz belirsizliğini korumakta…
Yılın son aylarına yaklaşırken, aşının bulunmasından söz edebilir olmak, iyi haber neyse ki… Dünyada çeşitli aşıların varlığıyla beraber; ABD’de FDA’dan ilk onay alan mRna aşısı Almanya’da yaşayan Türkiyeli Özlem Türeci-Uğur Şahin çiftinin buluşudur. Beyin göçünün, dolaylı göçün, kimi ülkelere neler kaybettirdiği gerçeği de gün yüzüne yeniden çıkmış oldu…
ÖZLENMEYECEKSİN!
Değeri var mıdır, birileri geriye dönüp de bu yıl, neler yaşadık diye merak eder mi sorusuyla beraber, 2020’nin karanlık çetelesi böyle… Kuşku götürmeyen bir gerçek var ki; insanlık olarak, ne ekersek onu biçtiğimizdir… Her alanda böyle olduğu da aşikâr!
Son satırlara gelmişken, kişisel bir mutluluğumu da belirteyim. Sağır Sultan da biliyordur; evsizler bazlı, 2 dernek gönüllüsüyüm. Dostlarımızdan korona kaynaklı ölümlerin olmamasının mutluğu da tarifsiz… Tanı konulanı bile duymadım dersem, abartılı olmayacaktır…
Belki yüz yıllık süreçte yaşanacakları yaşatan 2020, bit de kurtulalım artık… Yüzdük yüzdük, kuyruğuna geldik! Son saatlerine girmiş olmanın mutluluğu, umut dünyası veyahut da…
Her gecenin sabahı gibi, insanlığın sabahı da dilerim ki yeni sene, gelmekte ola 2021 olsun… Sağlığı önceleyerek; huzura, barışa, mutluluğa, bolca sevgiye kapı aralayacak, ruhen dinlenebileceğimiz hatta dinginliğinden de dertleneceğimiz ama en çok da dokunup, kucaklaşabileceğimiz, insanca yıllar olsun gelmekte olanlar…
Seneye Görüşürüz! Son dakika, bayatlayan espriyle ettireyim. Gülebildiğimiz günlere düşsün hayatlarımız…
