MAHMUTLAR GÜNÜ

Güdüsü var mıdır bilinmez ama göstermekte de hissettirmekte de kötü olduğumuz şeyin adıdır “sevgi…” Belki de “Türkiyeli Aile Yapısını Bozan” yegâne şeydir…

Aile yapımıza, genellerimize, geleneklerimize ters düşmese mesela, televizyonlarda/filmlerde sevginin, sevgiyi gösterme şekillerinin göstergelerinden flörtleşme sahneleri kırpılmaz, öpüşüp dokunduğumuz sahneler yerine; öldürüldüğümüz, şiddet gördüğümüz sahneler sansürlenirdi…

Öyle olmasa anne/leri/mize şiddet uygulayan babalar, aile kavgaları “şakacıktan” diye, çocukluğumuza yayılmaz, travmalarımıza dönüşmez, dahası “şiddet uygulamanın da sevmek olduğu” yalanlarıyla büyümez; “sevdikleri için” ebeveynlerden, öğretmenlerden, konu komşudan, ustalarımızdan dayaklar yiyerek büyümezdik…

SEVMEK AYIP ŞEYMİŞ…

Hangimiz anne babalardan, aile büyüklerimizden duymadık ki; annemizin/babamızın, kayınvalidemizin/kayınpederimizin yanında çocuklarımızı sevemezdik “ayıptı diye…”  Yanlarında dayaklar yiyor, cezalar alıyorduk oysa…

Halen ebeveynlerimizin yanında sevdiğimiz kadına/erkeğe sevdiğini söylemekten çekinen büyük bir güruh olduğunu yadsıyamayız, göstergesi masum bir öpücüğü geçtim…

Sevmek; ayıplı, dört duvar arasında söylenen, gösterilen, laubalilik olarak da algılanan duygu diye kodlanmış her birimize… Birinin sevgilisi, sevdiği, seveni olmak ayıp. Sokakta, toplum içinde de çoğumuz telefon görüşmelerimizde; sesimizi iyice alçaltmadan, yüzümüzün rengi değişmeden sevdiğimizi söylemeyiz… Alay konusu da olmadan…

Günün adı “Sevgililer Günü”, kaç evli çift eşine jest yapacak, sevgi gösterisinde bulunacak? A, pardon sevgililik ayrı, karı kocalık ayrıdır bizlerde… Ülkenin geneli için diyelim ya da…

Günü önemsemek, sevgiyi tek güne indirgemek değil demeye çalıştığım; sevgiyi gösterebilmek, eşlerinde karı ķocalıkla, aynı evi paylaşmak, birlikte yaşamakla beraber sevgiyi göstermeyi unuttukları… Jestten kasıt da hediye alma vermek değil; sevdiğin için özel bir şey yapmak… Mesela kocanın kahvaltıyı hazırlaması. Kadının boyun borcu gibi, her gün kadına görev ya…

ÖLÜMÜN ADIDIR SEVGİ…

Bunca ayıp, sevmek: şiddet, sakat erkekliğin de onandığı toplumlarda; kadınlık, eşlik, sahiplik üzerinden yürümekte, bedenlerimiz, hayatlarımız, kararlarımız üzerinde söz hakkımız ipoteklenmekte…

Hastalıklı sevgi, kılcalına kadar işlemiş kodlarımızın, işletemeyenleri de kusur bırakmıyor: “Ya benimsin ya kara toprağın” diye avaz avaz bağırıyoruz şarkılarda…

Sevmek; ölüme davetiye çıkarmak olmamalı diyoruz, kadınlar olarak. Bugün seviyorsak, yarın bitebilir, bitti ise de bedel ödememeliyiz diyoruz.

Atanmış cinsiyetler, rolleri gibi, atanmış sevgiye de hayır diyoruz… Dayatmaya, dayatılan sevgiye, bedenlere de toptan itirazımız. Sevmenin olduğu gibi; cinsiyet kimlikleri de çokludur, sevmek sevmektir sonuçta…

MAHMUTLAR GÜNÜ…

Bunun adı sevgi değil, ölümün/öldürmenin adı sevgi değil, sizlerin eşleriniz, sevgililikleriniz olmayalım da eşit olalım, eşit görmeniz, saygı duymanız için; asker arkadaşınız, kankanız, gerekirse de Mahmut olalım…

Ölmeyecek isek, şiddet gösterecek iseniz; evet evet bize artık “sevgilim”, “aşkım”, “karıcığım” demeyin mesela… Ya da sevginin içini boşaltmayın!

Bugün; günün kutlamayalım da yıkalım tüm kalıpları, öğretilen sevgiyi yıkalım, ayıpları günahları yıkalım, suç olmaktan çıkaralım, öpmeyi dokunmayı “köhneleşmeye yüz tutan” evlerimizden kurtarıp, “sokağa taşıyalım”, “ayıplarından kurtaralım…” Kutsayalım sevgiyi!

Hadi, bugün yeniden öğrenelim sevmeyi. Sevgililer Günü’nü değil de Sevgi Günü diye kutlayalım. Kimi seviyorsak, neyi seviyorsak, ille de bedeni, cinsiyeti de değil.

Annemize, babamıza, çocuğumuza, çiçeğimize, evcil hayvanımıza, arkadaşımıza, kendimize, en çok da kendimize söyleyelim sevdiğimizi… Sevmek, biraz da sevgililik değil midir? Her ilişki biçimi, aşk da barındırmaz mı içinde?

Arındıralım sevgiden, aşktan ayıbı, utancı, günahı. Sıkıştırmayalım kalıplara, bir tene, bedene de duyulmuş olanını, tutku ve arzu barındıranını da.

Nefreti söküp atalım içinden, bütün sevgi biçimlerinin. Sevmek eylemi; kalp koşul koymaz, hesabı kitabı yoktur…Yalın ve olduğu gibidir! İhtiyacımız da olduğu gibi… Söylemekle başlayalım! Sizi Seviyorum…

Bir Cevap Yazın