Küçülen Hayatlar

7.5 milyara yaklaşan nüfusu, delinen ozon tabakası, el birliğiyle yok ettiğimiz habitatı, ekonomik daralmasıyla üstüne de şimdilerin pandemik süreciyle dünya artık iflasını açıklıyor, açıkladı da.
Günden güne iyice evrenin ‘SOS’ çığlıklarını duymamız kaçınılmaz… Değişen iklimler, “doğal” görüntüsündeki afetleri ile artık bizlerin de çok geç kalmadıksa(?) çözümler üretmesinin zamanıdır.
Diyelim ki 153 bin dolar veya liralık (bize uyarlayalım hadi) bir yatırımınız var. 3 kişilik bir ailesiniz fakat bununla başınıza ev almanız mümkün mü? Gayet tabii ki hayır! Bir de yetişmekte olan çocuğunuz varsa, onun geleceği, eğitim masrafları… Sonu görünmeyen harcama listesi. Eyvah eyvah!
Dar gelirli bir ailesiniz, üstüne üstlük dünyanın konut yapılabilir alanları, yaşam alanları da sınırlı. Tam da bu durumdayken, elinizdeki paranın 12.5 milyara eşitlenme şansı doğuyor. Ne yapardınız?
“Downsizing”, “Küçülen Hayatlar” adıyla gösterimde olmuş. Filimin ana ekseni çevre sorunları, insan eliyle yok edilen dünyaya, yok edenlerince çözüm getirme çabaları üzerine kurgulanmış, oldukça orijinal senaryosuyla, izlenesi filmlerden.
Gişede çok büyük başarı sağlamamış olsa da görülesi dediğim filmlerden. Matt Damon, Kristen Wing, Cristoph Waltz başrolleri paylaşırken, Alexander Payne yönetmiş. Amerikan yapımı, komedi ve dramatik komedi türünde, 2017 tarihli.
Küçülen hayatlarıyla, belki de bütünsel etkenler sonucu zorunlu seçimle küçültme kararı almalarıyla, yeni maceralara ve bilinmezliğe doğru yol alış filmi.
Refah bir hayat ulaşabilme, dünyanın derdine çözüm olabileceğimizi bilsek, acaba biz nasıl bir karar alırdık? Hacminizin 0.03 kadar küçülebilmek, nasıl bir duyguya yol açardı kim bilir? Sanırım ben 10.5 cm civarında bir canlıya dönüşürdüm. Ki aslında merakta etmedim değil. Gerçek olabilseydi belki de ruh eşimi orada mı bulurdum?
Filmde iki önerme var, her şey için çözüm olarak. Bence, film iki ayrı bölüm yahut ta iki ayrı dünya eksenli. İlk bölüm biraz projenin lansmanı gibi de. İkinci çözümü, ancak filmin son dakikalarında öğrenebiliyorsunuz. Hadi gizem katayım. Gerilim müziği de çaldığımı farz edin. Akıcılığıyla sonu göreceğinizin, garantisi var filmde.
TEBDİLİ MEKANDA FERAHLIK VARSA?
Üçüncü denk gelişimde baştan sona tam olarak izleme fırsatı yakaladım. İyi ki de öyle oldu. Filmden sonra, kurgu gerçek olsa cidden yorduğumuz dünya çözüm olur muydu, bambaşka bir dünya algısına yol almam nasıl olurdu? Benzer sorular, kafamda dönüp dolaşıyor.
Özgün bir kurmacaydı, yeni film önerim. Gerçekliğe nasıl uyarlanırdı, sonuçları ne olabilirdi? Muğlaklık üzerinden de yola çıkmış olsak bir gerçek var ki; artık ciddi ciddi çözümlere kafa yorma zorunluluğumuz.
Çevre felaketine, dünya liderleri çok çözüm arıyor gibi durmuyorlar. Vitrinin arkasında, samimi olduklarına da pek inanmıyoruz, bu da başka bir gerçeklik…
İş başa düşüyor, kendi çözümlerimizi üretmek zorundayız. Dünyadaki ayak izlerimizi küçültmek, yenilenebilir enerjilere dayatmak, kişisel tüketimlerimizde atıkları aza indirgemek. Gerekmedikçe alışveriş yapmayarak (hem ekonomik hem de atık üretmemek adına), daha çevreci bir bakış açısı ve yaşamı da seçerek gerek bireysel, gerekse de topluluklar olarak, kendi reçetelerimizi yazabiliriz.
Çeşitli göndermeleriyle, gerekse özgünlüğüyle çözüm üretme odaklı bir filmi merceğime aldım. Benim zevklerim kaçınıza uyar bilinmese de iz bırakan, keyif veren filmlerin, sizlerce de görülmesi arzusuyla öneriler sunuyorum arada. Dilerim, renk katıyor ve farklı seçkilerde sunuyor olayım.
Işıklar kapansın! Ekran karardı! Şişşt, film başlıyor! İyi seyirler…
