HAYAT EVE SIĞMADI AMA HES KODU HER YERE GİRDİ

Hayatımızda yeni rutinler oluşmakta. Yeni normallerimiz, değişen, kısırlaşan, bir o kadar da denetlenebilir/denetlenen, bir nevi her birimizin künyesine, ikinci kimlik numarasına da dönüşen “hes kodu” bilinmezliği de bunlardan birisi…

Birseneöncesinde, ülkemizde ilk Covid-19 virüsü ölümüyle başlayan, dünya literatürüne 3-5 ay önce girmiş, pandemik dönemin getirdiklerinden birisi “hes kodu.”

HAYAT EVE SIĞAR…

Önceleri slogan olarak tanıdığımız; “evde kal” teması üzerine oturtulan, günlük hayat içinde ve sokakta karşılığı olmayan slogan/hastag, artık her birimizin barkoduna da dönüştü…

Onsuz, “nefes alamaz”, tabiri caizse ‘semt pazarına dahi giremez’ duruma da ge(tiri)ldik… Ne için olduğu; nasıl alındığı, gerçekten bir anlam ifade edip etmediği, neden ihtiyaç duyulduğuna dair, çoğumuzun net bir cevabı yok. Kafalarda çokça işaretleri de içeriyor…

“HES (Hayat Eve Sığar) KODU, KontrollüSosyalHayat kapsamında, ulaşım ya da ziyaret gibi işlemlerinizde kurumlar ve kişilerle, Covid-19 hastalığı açısından herhangi bir risk taşıyıp taşımadığınızı, güvenli şekilde paylaşmanıza yarayan koddur.” şeklinde tanımlanmakta, kodun açıklaması için.

NASIL ALINIR?

Buradaki “nasıl”, hangi kriterlere göre alıyoruz anlamını taşımakta. Açıkçası; “bakkaldan ekmek alır gibi” rahatça alıyoruz… Aynı kişi, aynı anda veya birkaç gün arayla, birkaç tane kod alabiliyor. Tecrübeyle sabittir!

Adıma konuşur isem; herhangi test yaptırmadım, aşım yok, test sonucumun pozitif/negatif olma ihmaline ilişkin bir verim yok iken de bu kodun bende ne anlam ifade ettiği, neye denk düştüğü konusunda da fikrim yok… Bir çoğumuzda da durum aynıdır diye düşünüyorum, düşünmekten de öte aynı olduğu kanaatine de sahibim.

Akıl yürütme sonucu; bulaşı taşıyan biri ile, aynı ortama tesadüf eseri girme riskine karşı, bana ulaşılarak, beni bilgilendirmek, dahası “kötü haberi verme” amaçlı, böyle bir uygulamaya gidildiği fikri oluşmakta.

“Tecrübe ile sabittir”, kısmını biraz daha açayım. Toplu taşım kullanan, kullanabilmek için başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde araçlara binmek için kullandığınız kartlarla, hes kodlarınızı eşleştirme zorunluluğu da başladı. İstanbul’da, 15 Ocak tarihiyle de zorunlu oldu.

Bitmeyen öğrencilik serüvenim sürüyor. “Adalet “okuma kararı almıştım, belki ben bulurum belli mi olur… Öğrenci pasom/indirimli kartım, bazı makinalarda sorun yarattı, çoğunlukla da problem yaşamadan geçtim.

Neyse, bu soruna çareler arar iken, kısa süreli koddan kaynaklandığı, “süresiz” kod almam gerektiği gibi çözümler sunuldu. Süresiz kod, aklımı oldukça kurcaladı! Neden, kişisel verilerimi, ömür boyu kendi rızam ile birilerine/bir yerlere/devlete vermek zorunda kalayım?

Süresiz almadım fakat 180 günlük, yeni bir kod daha aldım, kod yüklü olan kartıma onu eşleştirdim. Yine de bazen sorun yaratıyor. Bir de sivil kartım var. Kullanabilmek için; haliyle ona da hes kodu yükledim. 10 gün içerisinde, 3 kez kod almış oluyorum…

Kolaylığını, absürtlüğünü yaşadıklarım ile, yeterince anlatabildiğim düşüncesindeyim…

ASIL TAKILDIĞIM NOKTA, DAHA DA BAŞKA…

Oldukça işlevsiz görünen kodun, hayatımızda merkeze oturtulmasında hedef nedir? Süresiz kod, neyi ifade etmekte? Pandemik süreç, mezara kadar bizimle mi birlikte olacak?

Gece yarısı okuduğum bir habere göre; İzmir Valiliği, hes kodu kullanım alanını genişletme kararı almış. Kontrollü Normalleşme Sürecinde, gidebildiğimiz her yerde kod uygulamasına gidileceğini duyurmuş. Kalabalık apartman toplantıları, kuaförler de dahil…

Süreciyönetemeyen yetkililer, devlet üzerinden yükümlülük atmaya çalışmakta. En az 15 gün tam kapanmayı, kapanmanın finansesini, aşılamayı beceremeyen yükümlüler, aradan sıvışma; sıvışır iken üzerimizde kurdukları kontrolü de genişletme derdindeler…

İlk çıktığı günlerde, karşı imza kampanyaları düzenlenen hes kodu; görünen o ki, hayatlarımızda “kalıcılaşmaya” doğru yol almakta… İşlerliği tartışıla, çözülmeye çalışıladursun, birileri girip çıktığımız her yeri bilmekten, kimlerle bir araya geldiğimizi öğrenmekten oldukça keyif alıyorlar… Görünen köyün yalancısıyım…

Ülkenin birinde, kazara aynı baz istasyonundan sinyal aldığı için; suçsuzluğunu kanıtlayabilmesini geçtim, demir parmaklıkların ardında çürüyen insanların olduğu dünya ve günümüzde… Hes Kodunun gittiği yol, yol değil gibi görünmekte…

**Aşılar devam ederken Esra Ece Kutlu’nun aşıyı ilk yaptıran gönüllü doktorla röportajını buradan okuyabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın