EYLÜL AYI İÇİN YAPILACAKLAR LİSTESİ

Yaz bitti. Evet, havalar hâlâ çok sıcak, hâlâ denizin çağrısı sürüyor, ancak yine de yaz bitti. Yazın yapılacaklar listesini yırtıp atabiliriz.
Aman ne koşuştuk o listeyi tamamlamak için: Zayıflanılacak, sıkılaşmak için pilates yapılacak, soyunma kabininde sinir krizi geçirmemeye çalışarak yeni mayo alınacak. Alaçatı, Urla, Bodrum, Antalya gibi zorunlu parkurlardan biri seçilip otel, motel, pansiyon, kampingde yer ayırtılacak. Paralı köprüler ve paralı yollardan saat yitirmeksizin hedefe varılacak. Elli faktörlük koruycu güneş kremleri, plaj giriş, şezlong, şemsiye ücretleri ödenerek sonunda yaz tatilinin asıl amacı olan denizle kavuşulacak.
Mavi sulara dalış… Derin huzur… Kışın tüm olumsuz birikimlerini bedenimizden, ruhumuzdan söküp alsın umudu ile bir ana kucağı gibi denize sığınma. İşte her minnete, belki bankadan alınan tatil kredisine bile değen o muhteşem arınma duygusu…
Her huzur anı gibi bu da kısa sürer. Ardından duş alma sırası, varsa çocukların kurulanıp giydirilmesi ve ardından, akşam yemeği telaşı… Yemek için ödenecek hesabı düşünerek yutulan tedirgin lokmalar… Neyse işte, akraba ziyaretleri, evde tadilat olmasa bile şöyle dolapları dip bucak boşaltıp, gereksiz eşyaları eleme gibi iyi niyetli planların yarısı bile yapılamadan yaz biter.
Eylül gerçeklere dönme zamanıdır. Eylül’de yapılacaklar listesi devreye girer. Bir önceki listeden daha uzun ve masraflı bir yol vardır önümüzde. Okul, iş, faturalar, kış nasıl geçecek, doğal gaz, elektrik, çarşı pazarla baş etme gibi somut zorlukların yanısıra ve belki de bu zorlukların üstesinden gelmek azmiyle, iç dünyalarımızda kendimizi yeniden formatlama dürtüsü egemen olur.
Gerçeklerimizi değerlendirme, o güne kadar bizi sıkıştıran düşünme biçimlerini değiştirmek için en uygun zaman, doğanın hasat mevsimi olan Eylül ayıdır.
Biz de bağlarından üzümleri toplayıp güneşte kurutanlar misali, emek verdiğimiz konuların hasadını yapmak, elde ettiğimiz verimi hayatımıza eklemek için gereken iç gücü açıkça hissederiz.
Eylül’ün yumuşak ışığı, ılıman havası, tatlı esintisi içinde dünya daha yaşanası bir yer olarak ışıldar. Arada esen ürpertici rüzgâr ‘yapılacaklar listelerinin’ çok da önemli olmadığını hissettirir. Yaşamak, hepsinden önemlisinin yaşamak olduğu yumuşak ışıkta kristalleşir. YAŞAMAK sözcüğü tüm listelerin en başına çıkmaz mürekkeple yazılır.
Madde 1- Yaşamak…
Hoş geldin Eylül.