El Öpmeye Haydi!

İnsanlar, hele de ülkemizde, bizim coğrafyada belki, her şeyi biliyorlar da bir tek hâdlerini bilmiyorlar… Çürümüşlüğün, tel tel dökülmenin her gün bir yenisine şahit olmak kaçınılmaz.

Efendiler, beyler, hanım ablalar akla hayale sığmaz  örneklerle toplumu dizayn etmeye, bizlere “akıl vermeye”, daha da olmadı şükür namazlarına davet etme densizliğini göstermekte sakınca görmüyorlar.

Sevim Koş! El Öpmeye Gidiyoruz

Hangi mahalleden olduğunu bilmem ama akıl ve edep kendini uzun zaman önce terk etmiş, bir beyzâde çürümenin, karşı mahalleye söz söylememenin acısını; ezilen, emekçi ve gariban halka faturalandırıp, hani neredeyse, tembel, işe yaramaz demeye getirmiş.

Örnek olarak sunduğu videoyu sorgulama ihtiyacı hissetmeden. Bu, niye böyle deme gereksinimi hissetmeden… Acaba “gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla” demeye mi getirdi desem, o kapasitede değildi…

Bedensel engelli, orta yaşın biraz üstünde bir abi, koltuk değneğiyle inşaatta amelelik yapıyor. Değneğinden destek alarak, kürek salladığı bir video düştü önüme.

Doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine yurdum insanının açlıktan, işsizlikten kendini yaktığı, ölümü seçtiği unutulmuş gibi hak etmediği halde, çaresizlikten asgari ücrete tamah eder okumuş, yazmış insanlar yokmuş gibi iş beğenilmeyişine, tembellik göndermeli zırvalık doluydu mesaj.

Sosyal mecralarda, “açım” diye yardım talep eden anne babaların 50-60’ında insanların iş arama duyurularının dolaştığından habersizse… Kaç genç insanın geleceği karanlık gördüğü için ”ölüm”ü çare olarak  gördüğünü düşündüğünden, gerçekleştirdiklerinden de bi’haberse?

Sırça köşklerinin, buzlu camlarından dünyayı ve halkının nasıl gördükleri bilinmez? Sanki, bizleri “devletin ekmeğini yiyen”, yan gelip yatan, nankör işe yaramazlar sürüsü olarak algılıyor abimiz…

Bir Cevap Yazın