EKONOMİYE YENİ DOKTRİN EKLEMEK

Nasıl ki 2+2 dünyanın her yerinde aynı sonuca ulaşacak, kutup dairelerinde farklılık göstermesine rağmen yer çekiminin gerçekliği yadsınamazsa; birçok bilim dalının temel gerçekliği vardır. Doğrulama, yanlışlamada da kabul gören formüller, teoriler üzerinden yapılır yine de… Veli’ye, Hans’a göre değişmez gerçeklikler…
Mesela benim katacağım yorum, inkar belirli prensipleri toptan yok etmez. Ta ki ben onun bilimsel gerçeklik ışığında çürütüp, sınama yöntemiyle, aynı sonuca ulaşılır kılıp; herkesçe genel kabule dönüştürene kadar. O zamana kadar, salt benim savım olmaktan öte geçemez…
Kültürel Farklar ve Ekonomi
Yaşam biçimleri; yeme içme alışkanlığı, inanç sistemleri, ritüeller bölgelere, kıtalara göre farklılıklar gösterebilir, coğrafi konumların hayatımıza artı eksileri olabilir; nüfus, üretim, tüketim tekniklerimize yansımaları olabilir…
Örneğin; her ne kadar artık değişmeye başlasa da bizler kalabalık halde yaşayan aileler özeline sahibiz. Öyle olunca; üretim ve tüketim dengemiz, daha da hacimli olmakta.
Bize, bizim topluma özgü özelliklerimiz; yine de ekonominin temel değerlerini toptan sarsmaz, değiştirmez, kendimize has dengeler oluşturamaya itmez yahut da…
Altının hayatımızdaki yeri; süslenme aracıdır. Bu da bizdeki üretime, satışta değişikliklere yola açar. Düğünlerde, sünnette altın takmak. Öncesinde de kız tarafının altın talebi, bize özgüdür. Kimi kültürlerde de altın gibi metaller sadece yatırım aracıdır, oralarda da sunum teknikleri ona göre şekillenir…
Yukarıda da değindiğim gibi; kalabalık aileler şeklinde yaşamamız ürünlerin satış yöntemlerini etkilemekte. Küçük ailelerin veya yalnız yaşayanların yoğun olduğu bölgelerde; ürünler yarım, tane gibi şekillerde de satışa sunulmakta. Hoş artık tüm ülkede de yaygınlaşır hale de dönüşmekte; alım gücünün düşmesi, enflasyon etkisiyle. Kilolarla almak; artık eski gerçekliğimiz. Lahana, kavun, karpuz çarşı pazarda yarım, çeyrek halde satışlarda…
Bakan Nebati’nin İngiltere Macerası
Bildiğimiz üzere, bakan beyimizin kendine has bir espri anlayışı, anlatım yöntemi vardır, çoğunluk algı güçlüğü çekse, kimi zaman ne demek istediğini anlamasak da…
Ülkedaşları olarak; “gözlerdeki parıltı” terimine yabancı değiliz mesela… Yahut kapalı kapılar arkasında, ekonomiden öte banka yöneticilerine “çocukluk anılarını anlatması”; çoğumuz için akıl almaz gibi de gelememekte. Çünkü bakanımızın kodları, bu topraklar için hayatın olağanı da…
“Türkiye Ekonomi Modeli” tanıtımı, hamleleri ve yöntemlerini anlatmak üzere, iki günlük İngiltere çıkartması yaptı ekonominin patronları.
Adı “tanıtım” olarak lanse edilse de aslında para bulmak, yatırımcı çekme amacı gütmekte. Konumuz da bu değil zati.
Dünkü toplantıda yatırımcılara, banka yöneticilerine, mevkidaşlarına hitaben yaptığı sunumdan dışarı sızan ve çok geçmeden yalanlama gelen bir anekdot, üzerinde durulması gereken kısım.
Bakan beyimiz; “Enflasyonun yabancıların kültürel olarak anlaşamayacağı sebeplerden yükseldiğini” söylemiş. (Bloomberg)
Sonrasında, bakanlıkça çeviri hatası ve yanlış anlaşılma kaynaklı dediği açıklamaları da beraberinde getirdi…
Kaldı ki bir bakanın İngilizceyi akıcı konuşabilmesin mesleki gereklilik olduğu gerçeği bile, başlı başına soruna teşkil etmekte aslında… Yeterlilik, liyakat diye diretilmesinin ne derece önemli olduğuna, alın size kocaman bir örnek…
Hadi bakan bey koltuğunda yeni, dil becerisi de yoktu diyelim; hiç mi dile hakim çevirmen yoktu? Anında fark edip, uyarıda bulunacak bakanlık yetkilisi vs. kimse de mi götürülmedi toplantıya?
Durum yanlış anlaşılma kaynaklı olabilir -bakanlık beyanına itibar etmek dışında seçeneğimiz yok-, sorun kalifiye olmamakta yatıyor. Bakanından bürokratına; ödevini çalışmamak, fırsata çevirememek, dahası “müsamere” görünümünde dünya gündemine düşmek de cabası…
Doğruya doğru; “Adamlar, kadınlar Türkiyeli değiller, nasıl anlasınlar dilimizi, kültürel farklılıklarımızı, enflasyonun yükselme sebeplerini…”
Kollanan, en çok ihale alan, her taşın altından çıkan “5’li çete” onlara elbette ki anlamsız gelecektir. Bu nasıl izah edilirdi, o toplantıda? Bakan bey haklı arkadaşlar…
