ÇIKAR UYUŞMAZLIĞI
Duyduğum andan beri nereye konulur, nasıl anlaşılması gerekir, alt metni neyi içerir, dahası bu açıklama nasıl izah edilir, ben mi garibim bunu nasıl anlamalıyım, oldukça kafam karışık…
Çıkarlar benim, senin, sokaktaki herhangi kişinin, dahası halkın çıkarlarıyla ne zaman örtüşür? “Çıkarlar” kimindir, kim içindir?
Daha fazla uzatmadan, baklayı çıkarayım. Sağlık Bakanı Koca, 30 Eylül tarihli Sağlık Bilim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı basın açıklamasında iki şey söyledi: Her belirti gösterenin hasta sayılmadığı(?), diğeri de rakamlar açıklanırken ulusal çıkarların da gözetildiği
Çık çıkabilirsen işin içinden… Önce kimin hasta sayıldığına mı bakmalıyız, yoksa Covid-19 etkisiyle oluşan pandemi sürecinde veri açıklamalarında nasıl bir “ulusal çıkar” uyuşmazlığı olduğunu çözmeye mi yoğunlaşmalıyız? Anlayan beri gele…
DSÖ/ WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tanımında “Klinik olarak tanı konulmuş her vaka, hasta veya Covid19’lu kabul edilir.” demiş. Hangi tanımı baz almalıyız? Bakan beyin dediği gibi testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyen, hasta sayılmaz mı?
İfade o kadar akla ziyandı ki “Hamilelik testim pozitif çıktı. Belirtilerini göstermiyorum, acaba hamile sayılır mıyım?” noktasına kadar vardı tepkiler… İzahı olmayanın, mizahı hatta ve hatta kara mizahı olurmuş bakan beyciğim…
Semptom ve tanıyı çözemedik, dilerim “ulusal çıkarlar” a açıklık getirebilsek bari. Belki, başlangıcını yanlış mı yaptım? “ULUSAL ÇIKARLAR” şeklinde, büyük ve iri puntolarla yazsaydım, birilerimiz için anlam ifade eder miydi?
DENKLEM ÇÖZÜYORUZ…
Aynı topraklar üstünde olan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek, görenek birliği olan insan topluluğuna “ulus” deniyorsa (TDK tanımı) ya birilerimiz ulusa dahil değiliz veyahut da “çıkarlar” hepimizi kapsamamakta…
Spesifik tanımlarla gidince, farz edin ki ben “art niyetliyim” de, çıkarlar ağa babaların mı acaba diye düşünebilirim… Çevremde çokça bildiğim “ücretsiz izin” kurbanı işsizler ordusunun çıkarlarına olmadığını söylememe kim engel olabilir?
Filanca markette, falanca AVM’de ‘bulaşı çıktı’ söylencesi çıkmasın diye, “set olduğu” fikrine de kapılabilir belki de… Hadi daha da uçup “teşhis ve de ölüm oranlarını saklıyorlar” türevi fikir yürütmekten, kim alıkoyabilir ki beni? TTB’nin, anakent veya yerel kimi belediyelerin ölüm oranlarına “inanma” gafletine de sapabilirim… Sonuçta, ‘ben art niyetli bir insanım’ demiştim az önce…
İyice zıvanadan çıkıp, aklımı da peynir ekmekle yiyip, ‘yönetemedikleri gerçeğini gizlemek, infialin önüne geçme amacıyla, ulusal çıkarların arkasına saklanıyorlar’ diyerek, “iftira atmaya” da meyilli olabilirim… ‘Sallamak, karalamak hakkım!’ Meydan boş, tanım/lar/ın ucu açık.
YENİ BİR BİLİNMEZ…
Sevgili okur, bana çok da bel bağlama! Hem avrat hem saçı uzun hem de sarışınım… Aklım yetmeyebilir, tut ki seni yanlış da yönlendirebilirim.
Gördünüz ‘kime hasta denir, ulusal çıkarlar nedir’ cevaplarını bulamadım. Benim eksikliğimdendir şüphesiz… Biz bunlarla uğraşırken, malumunuz artık yüz yüze eğitim de başladı.
Sevgili bakanımız, benim contalarımı yaktığı yetmezmiş gibi, yine bana fazla gelen bir sözcük sarf etmiş: Eğitime açılan sınıflarda, açılmayan sınıflara göre bulaşı oranı düşmüş.
Şimdi de bunun içinden çık çıkabilirsen! Sanırım bu aralar ben algı tıkanıklığı yaşıyorum. Okuduğum, birkaç kez üst üste okuduğum halde, okuduğuma anlam veremiyorum… Bulaşı, pandemi ya da mevsimsel mi henüz teşhis koyamadım.
Bizler, hasta kime denir, kimi kapsam dışı bırakmalıyız diye düşünürken; İngiltere, şeffaflıktan uzak olduğumuz gerekçesiyle, yurttaşlarına ülkemiz için ‘risk unsuru yüksek, güvencesiz ülke’ uyarısında bulundu.
Gerçi İngiltere kim ki? Bizim aslanlar gibi iç turizmimiz, köycülerimiz, yerli turistimiz var… Hem onlar gavur, dillerini de anlamıyoruz, gelmeseler de olur. “Ulusal çıkarlarımız” bile aynı değil.
Ben çözemedim diye, sizler karamsarlığa düşmeyin sakın. Akıl akıldan üstündür. Her türlü bilgi ve aydınlatmanıza ihtiyaç duymaktayım. Ne var yani? Arada ben de sizlerden fikir sahibi olsam? Ruh sağlımızı koruyalım. Şu an en önemlisi o galiba…
