BOĞAZİÇİ’NİN KAYYUM REKTÖRÜ

Onlu günlerden söz eder duruma geldiğimiz; 1 Ocak 2021 tarihinde imzalanan Cumhurbaşkanı kararnamesiyle, ülke genelinde 5 üniversiteye rektör atandı. Bunlardan birisi de Boğaziçi Üniversitesi’ydi. 1980’den beri; ilk kez kurumun kendi bünyesi dışından atanan rektörle, yeniden rektör atamasıyla da tanıştı yeni kuşak Boğaziçililer.
2002 yılında; İstanbul Sarıyer AKP İlçe Başkanlığı, 2009’da yine aynı partinin Ataşehir Belediye Başkanlığı görevlerinden sonra, 2015 genel seçimlerinde ise aday adayı olmuş, yüksek lisans ve doktora tezini Boğaziçi Üniversite’sinde tamamlamış, çeşitli üniversitelerde de ders vermiş Melih Bulu.
ÖĞRENCİLER DE DÂHİL, BULU’YA TEPKİLİLER NİYE?
Gerek siyasi kimliği gerek intihal meselesi (tezinde kaynaksız veri kullanılması), gerek daha önce rektör olduğu Haliç Üniversitesi’nde sınavlarda öğrencilere şart koştuğu kamera açma zorunluluğu ve öğrencilere kopya çekme suçlaması. Öğrenci tepkilerine ise; açtığı “sahte hesap” la cevapladığı iddialarıyla, liste oldukça uzun atanan rektöre karşı…
“Dünyanın En Seçkin Üniversiteleri” sıralamasında; Türkiye üniversiteleri arasında genelde listede olan Boğaziçi Üniversitesi, özerk ve özgün kimliğini yitireceği kaygısı gütmekte.
Son yıllarda artan üniversite sayısının yanında, eğitimin kalitesinin düşüş gösterdiği, kendilerinin de bu sınıfa dahil olmama arzuları da bir başka karşı çıkış.

Öğretim kadrosunun beraberinde, öğrenciler de yönetimde söz hakları olması gerektiği fikrinde ortaklar. Atanan değil; kendi içlerinden ve de seçtikleri rektörü arzu etmekteler.
2 Ocak’ta Resmî Gazete’de yayınlanıp, devir teslimle 5 Ocak’ta resmen görevine başlamış olan Bulu; ilk andan itibaren mezun öğrenciler, siyasi partiler ve de ülke kamuoyunca da tepkilerin odağına oturdu…
REKTÖRLÜ GÜNLER…
Öğrencilerin karşı çıkışları sonucunda, kampüste polis yığılması ve yoğun gözaltılar… Günlerdir süren hareketlilik; öğrencilerin provokatörlükle, bölücülükle suçlanması, kampüs kapısına “kelepçe” takılması sertliğiyle devam etmekte…
Eylemsellik, salt öğrenci bazlı da kalmadı elbette. Rektörlük devir teslim töreninde; rektöre sırt dönen Boğaziçi’nin akademisyenleri, ODTÜ gibi büyük üniversitelerin öğrenci desteği, sosyal mecralardan destek, dün görüldüğü gibi SORBORNE öğrencilerinin desteği derken, tepkiler çığ gibi büyümekte de…
Artık, gelinen noktada üniversitelerin özerkliği, kendi seçtikleri rektörlerce yönetilme arzusuna dönüşmek üzere… Bir noktadan sonra, sadece Boğaziçi olarak kalmayacağı aşikârdı…
Melih Bulu sonrası; Boğaziçi Üniversitesi rektör danışmanı, üniversitenin yayınevi yayın kurulu başkanı da görevlerinden istifa ettiler. Gelişmeler istifaların bu kadarla da kalmayacağı göstergesi.
Akşam sokağa çıkma kısıtlamalarında, öğrenciler yaşadıkları mahallelerde tepkilerini sürdürmeye, mahallelilerinin de desteklerini de almaya devam ediyorlar…
Çok sesli, çok kimlikli özgün yapıya sahip Boğaziçi’nin öğrencileri arasında olan, ilk göz altılardan da olan cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği sebebiyle, özellikle iki öğrenci; çeşitli odakların hedef tahtasına alındı… Renge, sese, özgünlüğe, çeşitliliğe karşı olmamalı öğretim kurumları hele de konu üniversiteler ise…

İlimi, bilimi, öğrencilerin kalitesi, akademisyenlerin bilgisiyle anılmalı üniversiteler. Aksi durumda; sürekli veryansın ettiğimiz “beyin göçünün”, “nitelikli insan göçünün” önüne geçebilmemiz mümkün olamaz… Gençlik demek; zaten bir bireysel varoluş savaşı vermekken, bunca cendereye sokmak, yüklerine yük katmak niye? Kime ne fayda sağlar?
Düşünen, sorgulayan, üreten gençlerin önünü kesmek, öte yandan da icatlar, mucitler, sanatçılar, bilim insanları nasıl beklenebilir ki? Ekonomik kalkınma arzulanırken, çağı yakalamaktan söz edilirken, bunca tezat niye? Bunca değeri, yetişmekte olanları yitirirsek, gelecek nesilleri nasıl yetiştireceğiz?
İlimle, bilimle, üretmekle, gelişmekle, kendi geleceğini kurmakla meşgul olan, arzulayan gençler her birinizi yürekten kutluyorum. Biliyoruz ki; az ve/ya azınlıkta değilsiniz, önünüz açılsa, fırsatlara erişim şansı yakalasanız, her biriniz arzuladığınız düş/ler/e kavuşacaksınız, umudumuz sizlerde. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum!
