BEKLENEN BAHANE DE GELDİ

Çoğumuzun izlediği, dönemine ve sonraki sürece damgasını vurmuş bir film vardı: Uçurtmayı Vurmasınlar. Sabah olur ve çocuk yatağına işemiş olarak uyanır. Annesi, “Ne yaptın sen Barış” der, yatağını ıslatmışsın. Barış biraz mahcup lakin suçunu da inkara yönelik; şortunun üstündeki baskıyı anımsayarak “Ben yapmadım, Mickey(Miki) yaptı” der.

Read more

HERKES İŞİNE BAKSIN

Oyu azalan, başı dara düşen, popülaritesi biten kim varsa; işleri güçleri topluma ayar vermek, hayatlarımızı hizaya sokmak… Dişleri ağrısa, yorgan üstlerinden düşse, hani aşk acısı dahi çekseler, yine dertlerine deva; toplum mühendisliği…

Read more

HANİ KINAYAN BİZDİK

Danışıklı dövüş arenası gibi… Yahut tencere dibin kara, seninki benden kara yönetimiyiz. Ne eksik ne fazlası var hükümeti, yönetim şeklimizi tariflerken. Millete parmak sallarken, kendi kusurumuzu gizlemeye ihtiyaç, halının altına süpürmeye lüzumu dahi duymuyoruz. Oysa bu kayıtlar yurttaşın, insanlığın bilincine işleniyor; öyleyse öyle, adam bize ne tutumundan da zerre ödün vermez haldeler de. Kim hesap sordu, kim soracak ki rahatlığı […]

Read more

HERKES ET YEMEK ZORUNDA MI?

Artık ayan beyan, özrü kabahatinden büyük, akıllarımızla alay eder, nobran ve yaralayıcı dille savunular havada uçuşuyor. Hepimizi tek tek dövseler, canımızı o kadar acıtamazlar; ruhumuzu öldürdüklerinin yanında, o acı hiç kalır… Toplumdaki sosyal adaletsizliği telafi etmek, dezavantajlıları bir nebze rahatlatmak için kurulan kurum, zam haberini “kuyruklar çok uzundu” ibaresi geçen bir metinle, kamuoyuna açıklayabiliyor… Uzun kuyrukların sebebine vurgu yapması, sorgulaması […]

Read more

HEMEN KALK O HALIDAN

Uzun uzun yazmalı çizmeli, daha sık dile getirmeli. Öyküleri, filmleri, şayet varsa kendi kişisel deneyimlerimizden de dem vurarak, hiçbir kadının burnunun dahi kanamasına izin vermemeliyiz… Biz kadınların birincil ödevi, birbirimize kişisel yükümlülüğümüz budur.

Read more

FİLM ÖNERİSİ: JAKE GİBİ BİR ÇOCUK

Günün, çağın yeni “normalleri”, hayatının olağanları vardır. Zaman kuşkusuz ki ileri doğru akar. Kimi zaman eskiye dönüş deniyor olsa da bu pek mümkün değildir. İleriden geriye dönüşte dahi, bir eşik aşılmış, dönüşüm yaşanmış; dönüşen ışığında “eski” yeniden şekillenmektedir…

Read more

İÇİMİZ DIŞIMIZ BOŞ

İçinden geçtiğimiz günlerde, belki yakın gelecekte de birçok şeyi yeniden tanımlayacak; bildiğimiz çok şeyi de unutacağız sanıyorum… Her şey anlamını yitirmekte, şekil değiştirilmekte; bildiğimiz olmaktan da çıkmakta…

Read more

SULAR DURULUYOR

Artık ülkenin gündemi, ayan beyan seçim atmosferine girildiğinin sayısız işretleriyle dolu. Aslında startı muhalefet verdi, iktidar cephesi de peşinden geliyor… Tarih belli olmasa da iktidar bloğunun hesabı, zamanında yapılacağı üstüne kurulu görünmekte; yeni taslakları da onun göstergesi. Mecliste kabul edilmesi, sonrasında da 1 yıl gibi süreç sonrasında işlerlik kazınır genelde; yürürlükteki  anayasa gereği. Tabii tasarruf ellerinde, yasallaştırırken süreyi de değiştirebilir, […]

Read more

SAVAŞ GÜNLERİ VE UMUDUN DİLİ

Tam olarak nerede okuduğumu anımsamadığım bir yazıda şöyle diyordu: “Yeryüzünde insan varlığının görülmeye başladığı süreçten bu yana -kimi kaynaklar 30 ile 50 bin yıl diyor-, geçen zamanının sadece 250 yılını, barış ve kısmen savaşsız olarak geçirmiş…

Read more

HERKES HER ŞEYİ BİLİYOR DA…

Haddime midir bilinmese de yaklaşık 5 yıldır yazılar yazıyorum. Yazar mıyım kıyası okuyucuya kalır ve fakat “yorumcuyum” derim, kendime. Bildiğim, fikrim olan konularda fikir yürütebilir, eleştirebilir, bendeki yanlışlığı üzerinden karşı çıkabilirim lakin haddimi aşmadan; “bu kesin böyledir” dayatmasına kaçmadan. Hele ki üzerinde eğitim almadığım, tüm detaylarını bilmediğim, dahası o konuda ihtisas sahibi değilsem; “şahsi görüşüm”, “bana göre” veya “benim için” […]

Read more
1 3 4 5 6 7 30