ALKIŞLARIMIZI DUYUN

Yönetilemeyen pandemi süreci içerisinde en çok sanata aç kaldık. Sağlığımız, ekonomik kaygılarımız bir yanda bir yandan da hayat damarlarımızdan biri kopmuş olarak nefes almaya çalışıyoruz. Her alanından yoksun kaldık sanatın, ne sahne kokusu alır olduk ne kulaklarımızın pası silindi müzikle.
Buna rağmen hem özel tiyatrolara destek vermek hem de biraz da olsun sanat özlemimi gidermek adına online deneyim yaşadım bu hafta sonu. Betül Arım’ın Mobilet üzerinden Onlive sekmesinde yer alan “Dışarıda Hiçbir Şey Var” isimli tek kişilik oyununu izledim. Hala sanatın taşın arasından çıkan çiçek gibi güzellik kattığını görmek büyük bir sevinç yaşattı. Tebrikler usta!
Eksik Bir Şey Mi Var?
Online tiyatro deneyimimde çok büyük eksiklikler hissettim. Benim için tiyatro demek grand tuvalet olmasa da şık giyinip, oyun öncesinde koltuklarda yerini alıp, hayatla bağlantımızı keserek bir hikayeye dahil olmak demek. Koltuklardan sahnenin tamamını görmek, elimi uzatsam dokunabilir olmak, mimikleri, sesleri filtresiz görmek ve duymak demek benim için sahne sanatları.
Sahnedeki kim olursa olsun çok eksiklik hissettim. Her ne kadar usta bir oyuncu izliyor da olsam duyguya tam kapılamadım. Neden mi? kendi konfor alanımda ayaklarımı uzatarak, telefon elimin altında tiyatro izlemek bana göre değilmiş. Oyunun havasına girmek, dokusunu anlamak için ekran karşısında olmak yeterli olmuyormuş.
“E film izlemiyor musun” diyebilirsiniz. Sanıtım “sahne sanatları” dendiğinde bilinçaltıma kodlananlara göre gelişiyor reflekslerim. İster istemez canlı olma hali, o ruh haline girme düşüncesi kaplıyor zihnimi.
Sistemin Parçası Olalım
Her ne kadar online tiyatro sisteminin bana göre olmadığını keşfetsem de buna bir son verecek değilim. Özel tiyatroları, amatör grupları her zaman nasıl desteklediysem, bu sistemde de sanatın var olması için sistemin bir parçası olmaya hazırım!
Kabullenmemiz gereken en önemli nokta şu: Şartlar Türkiye olduğunda maalesef bazı fişler direkt olarak sanata kesiliyor. Kongreler, “bazı” kutlamalar devam ederken sanat damarımız zaten kuvvetli değilken sökülüp atılmaya çalışılıyor kenara. Dolayısıyla bu sefer ben sistemin insanı olmayı ve nereden olursa olsun sanatı ve sanatçıyı desteklemeyi can-ı gönülden kabul ediyorum.
Nereye Kadar?
Sonuna kadar dostlar!
Yönetilemeyen bir pandemi sürecinin içerisindeyiz maalesef. Medeni dünya şartlarında belki normale döner dediğimiz zamanlar bizde mümkün değil gözüküyor. Olmayan aşıların hibe edilmesi, denetimsiz yasaklamalar, mantıksız yürütülen süreçler neticesinde çok uzun süre daha özgürlüklerimiz kısıtlı kalacak gibi. Kanunen serbest kalsak da mantıken evlerimizde hayatımıza devam edeceğiz.
Durum böyle olunca, zaten öncesinde de zor durumda olan sanat kuruluşları, özellikle de özel tiyatroların desteklenmesinden yanayım. Sonuna kadar, sanat ve sanatçılar desteklenene kadar onların sesi olmaya, maddi manevi destek olmaya büyük çaba göstereceğim, göstermeliyiz.
Damarlarımızı Koparmayalım
Gelin kalıplarımızı bundan sonra sanat için yıkalım!
Ne kadar kuralımız varsa, ne kadar önyargımız varsa kıralım!
Bir süre daha bilgisayarlarımıza, televizyonumuza mahkum olabiliriz ama evimize kadar gelen sanatı geri çevirmeyelim.
Bir bilet bir destek!
Gelin sanatla örülü damarlarımızı birlikte kuvvetli tutalım!