ACABA HANGİ EVRENDE?

Zaman zaman çoğumuzun dikkatinden de kaçmıyordur; başka bir boyut, başka bir ülke, daha da ötesi; konu olan şey, tam olarak nerede yaşanmakta, kimlere yöneliktir şaşkınlığı da yaşarız…
Son yıllarda iyice ayyuka da çıkan, bölünmenin, kamplaşmanın da getirisi; hizmet, söylem, eylem vb. durumlar, sadece dar bir çevreye, açıkçası kendi oydaşlarına, oy vereceklerini düşündükleri kitleye göre hazırlanıyor.
Her taraf, her mahalle durumun farkında, bir nevi de haberin başlığına, giriş kısmına göz atınca; bize yönelik değil, benlik bir durum yok rahatlığıyla, konuya sırtını dönebiliyor. Yok saymayı tercih ediyor yahut.
Büyük Bir Kitle Tembel Veya İş Mi Beğenmiyor?
“Hamdolsun ülkemizde herkes can ve mal güvenliğine sahiptir. İsteyen herkesin çalışacak bir işi vardır, devletimizihtiyacıolanherkesinyanındadır, Türkiye siyasiolarak yakın tarihinin en itibarlı dönemindedir. Ekonomide de hamdolsun işler gayet iyi gidiyor. Enflasyonun da boynunu kırdığımızda, artık hedeflerimize ulaşmanın önünde hiçbir engel kalmayacaktır.”
Kemer-Kumluca Yolu Phaselis Tüneli Açılış Töreni’ne videokonferans yoluyla bağlanmış olan, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsteyen herkesin çalışacak bir işi vardır” sözleri kafa karışıklığıyla beraber, yanında siyasilerin ve de vatandaşların yoğun tepkilerine de neden oldu.
TÜİK Diye Bir Kurumumuz Var Oysaki
Cumhurun başının sözleri, öncelikle dil sürçmesi mi; danışmanlarının görev ihmali mi; yoksa Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK), bi’haber mi ihtimallerini, akla getirmiyor da değil hani?
Danışmanlarının görev ihmaliyse; vergilerimize yazık, TÜİK’ten habersizseler; gölge bir kurum var ve arkalarından iş çeviriyor -işsizlik sayılarını açıkladı-; dil sürçmesi diye algılamak daha mantıklı…
Dil sürçmesi değilse, çok daha da vahim. Ülkenin yöneteni, bütün kişi ve kurumların başı; emri altındaki kurumun verilerinden hatta kurumdan dahi habersizse, söyleyecek çok da söz de kalmaz…
Tabloların Gösterdiğine Göre Gidersek
Burada birkaç tablo göreceksiniz. İlkinde AKP’nin (Adalet ve Kalkınma Partisi) iktidara gelmeden önceki yılları da kapsayan (1990 – 2019 Ekim), iktidarları boyunca da istisna birkaç yıl hariç; sürekli artan işsizlik oranları.
İlk tablodan birkaç verinin bize söylediği; 1990 yılında yüzde 8, 2000 yılında yüzde 6 buçuk, iktidara geldikleri sene olan 2002’de 10,3’müş işsizlik oranları.
Göreve geldiklerinden 1 yıl sonra da olan 2003 yılında yüzde 10,5’i çıkmış. 2010 yılında yüzde 11,9’u görüyoruz, sonra ki 2 yıl düşüş yaşanmış.
Tabloda ki son veri, 2019 yılı Ekim ayına ait. İlk tablonun, son sütunda görülen; işsiz sayısı 4 milyon 650 bin kişi; oranıysa yüzde 11.

Mart 2022 İşsizlik Verileri
TÜİK Kurumsal Haber Bülteni’nin, saat 10.00’da yayınladığı 45614 sayılı bültenine göre; “Hanehalkı İş Gücü Araştırma sonuçlarına göre: 15 yaş ve üzeri kişilerdeki işsiz sayısı, 2022 yılının Ocak ayında bir önceki aya göre 21 kişi artarak 3 milyon 859 bin kişi oldu. İşsizlik oranı değişim göstermeyerek yüzde 11,4 olarak gerçekleşti. Erkeklerde oran 10,3 iken, kadınlarda 13,6 olarak tahmin edildi”, başlığıyla girilmiş bültene.
Devamında “Mevsim Etkisinden Arındırılmış İstihdam Oranı %46,5 oldu” denilirken; “2022 Ocak ayında bir önceki aya göre 43 bin kişi azalarak 29 milyon 910 kişi, istihdam oranıysa %0,2 puanlık azalış ile %46,5 oldu. Bu oran erkeklerde %63,8 iken, kadınlarda %29,7 olarak gerçekleşti.”
Aynı haberde: “15-25 arası genç işsizliği bir önceki aya göre değişim değişim göstermeyerek %21,6 şeklinde devam ettiği vurgulanmış. Bu gruptaki erkeklerin oranı %18,4 iken; kadınlarda da %27,6 olarak tahmil edildi.”

Anadolu Ajansı’na Göre
Bir başkaca veri de AA’nın 23.03.2022 tarihlihaberinden. “İşsizlik rakamları en yüksek bölge Mardin, Batman, Siirt, Şırnak oldu”, “TÜİK’in İşgücü İstatistikleri 2021 sonuçlandı” diye geçilmiş haber.
Bu habere göre: “%52’lik dilimle Tekirdağ, Kırklareli, Edirne Bölgesi de en yüksek istidam orana sahip” bölgeler olmuşlar.
Genele baktığımızda da istihdam oranı yüzde 2 buçuk artış göstererek, toplamda yüzde 45,2 olarak gerçekleşmiş.
Haberin içinde geçen işsizlerin eğitim durumuna: okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 8,2’si işsizken; yüksek öğretim mezunlarında bu oran yükselerek 12,4 ve teknik lise mezunlarında yüzde 12,9 ve de düz lise mezunlarının da yüzde 14,1’i işsizmiş.
En düşük istihdam Diyarbakır, Şanlıurfa Bölgesi’nde gerçekleşmiş; yüzde 40,6.
Yüzde 5,6 ile işsizliğin en düşük olduğu bölgeler de Kastamonu, Çankırı , Sinop Bölgesi’ymiş.
TÜİK, ülkeyi farklı 26 bölgeye ayırarak, oransallaştırmakta ve raporlama yapmaktaymış.
İşsiz Var Mı, Yok Mu?
Devleti yönetenlere bu veriler ulaşmamakta mı? Devletin; biri istatistik, öbürü haber kurumu niteliği taşıyan iki kurum -ki kadrolarını hükümet atamakta-; gölge veriler mi oluşturuyorlar?
İki kaynağın verilerini dahi sorgulamıyorum (zati artık TÜİK’e dayanmayan verileri kullanmak, onayları olmadan veri hazırlamak… suç sayılması niteliğini taşıyor), bu kurumlara hükümeti yönetenlerce de güvenilmiyor mu?
Şimdi bu durumda, önümüzdeki belgeli istatistiklere mi, yoksa cumhurumuzun başının sözlerini mi geçerli veya gerçek kabul etmeliyiz?
Netice itibariyle, yönetenlerin ve kurumların arasında ya husumet, belki veri paylaşımı sorunu olduğunu düşmek; bizim suçumuz mu?
En büyük belirsizlik; bu satırları okuyanlar, inananlar olarak ve yazarı da dahil; kime karşı muhalefet ediyoruz? Kime karşı suçlu ilan ediliriz? Çık içinden, çıkabilirsen…
3-5 kişilik kadro açıklarına; beş oh binler, odacı ihtiyacına dahi; en iyi okulların mezunları başvurmuyordur, hatta belki İŞKUR’da; sadece halkın gördüğü sanrıdır…
Belki de biz kendimizi yaşıyor ve bu ülkenin vatandaşı dahi sanıyor olabiliriz… Açlık çektiğin söyleyenler, işsizler, bütün yok sayılanlar; acaba vatandaşlıklarını mı sorgulasalar? Sakın vatandaşlıktan çıkarılmış olmayalım…
